127: Fizilal'il Kur'an Tefsirini Okuyabilirmiyiz?
-A A+A

127: Fizilal'il Kur'an Tefsirini Okuyabilirmiyiz?

SORU
Selamun aleykum hocam, Şehid inşallah Seyyid Kutub'un tefsirine güvenebilir miyiz? Sahih olmadığını öğrendiğim Salebe kıssasını bu tefsirde okudum bu yüzden merak ettim. Ayrıca yine bu tefsirde kıblenin değiştirilmesiyle ilgili ayetin açıklamasında hicretten önce kıblenin kabe olduğu ve Rasûlullah'ın Kabe’ye yönelerek namaz kıldığı bilgisi var, hicretten sonra kıblenin mescidi aksa olduğu, ilgili ayetten sonra kıblenin tekrar Kabe olduğu geçmekte. Ancak ilk kıblenin mescidi aksa olduğu biliniyor bu konuda da bir açıklama yapar mısınız? Müslümanların ilk kıblesi neresidir? Allah razı olsun.
CEVAP

Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhû. Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a, salât ve selam efendimiz Rasûlullah’a, ehli beytine, ashabına ve yolunu takip eden mü’minlere olsun.

“Fizilal’il Kur’an” tefsiri İnşallah İslam şehidi Seyyid Kutub’a aittir. Seyyid Kutub 1906’da Mısır’da doğmuş ve 1966’da idam edilerek şehit edilmiştir. 10 seneden fazla bir süreyi Mısır zindanlarında geçirmiş ve hakkı anlatması ve Tağutlara boyun eğmemesi sebebiyle Mısır Firavunu Cemal Abdunnasır tarafından idama mahkum edilmiştir.

Son kitaplarından sayılan Fizilal’il Kur’an tefsirinin yarısını hapishanede diğer yarısını dışarıda yazmıştır. Seyyid Kutub (rahimehullah)’a karşı Müslümanlar üçe ayrılır.

  1. Göğe çıkarıp kitaplarını kendilerine esas edinenler.
  2. Bid’atçı ve tekfirci diyenler. Bütün kitaplarından sakındırırlar.
  3. Onu seven, kitaplarından faydalanan ve ona adil davrananlar.

Seyyid Kutup (rahimehullah) üç dönem geçirmiştir. Cahili dönem. İslami bilinçlenme dönemi ve olgunluk dönemi. Fizilal’il Kur’an tefsirini olgunluk döneminde yazmıştır. Mısır hükümeti tarafından araştırmalar için Amerika’ya gönderilmiş, batıyı yakından görmesi ve içlerinde bir müddet yaşaması sebebiyle Batının dinle bir bağlantılarının kalmayışlarını, kötülüklerini, ahlaki çöküntülerini ve içtimai yönden felaketlere doğru ilerleyişlerini bizzat müşahade etmiş, onların kötü durumlarını kitaplarında çok güzel tasvir etmiştir.

Seyyid Kutub (rahimehullah)’ın tefsirinin okunmasını ve ondan faydalanılmasını tavsiye ederim. Ancak ayetleri anlamada ve taşımış oldukları ahkamı öğrenmede onunla yetinilmemesi ve yanında başka tefsirlere mesela İbni Kesir, Kurtubi ve Sa’dinin tefsirlerinin okunmasını tavsiye ederim. Seyyid Kutub (rahimehullah) derin bir Ehl-i Sünnet âlimi değildir. Ancak o Arapça dilini ve belağatını çok iyi bilir. Arap edebiyatında çok müthiş kabiliyeti vardır. Sosyolog olması sebebiyle Batıyı ve İslam âlemini çok iyi tanır. Olayı tasvir etme yönü çok kuvvetlidir. Dine karşı samimiyeti, Allah ile olan bağlantısı, bela ve musibetlere karşı sabır ve sebatı, hakkı beyan etmede ve onun uğrunda canını feda etmesi onun en bariz özelliklerindendir.

Tefsirini okurken şu hususlara dikkat edilmelidir: Kendisi itikatta Eş’ari olması ve İhvanı Müslimin cemaatında bir müddet kalması sebebiyle ehli Sünnetin menhecinden bazı noktalarda kaymıştır. Mesela Allah’u Teâlâ’nın bazı sıfatlarını tevil etmiştir. Ahad hadisini akide babında hüccet kabul etmemiştir. Hz. Osman, Amr Bin El’as ve Muaviye (radiyallahu anhuma) eleştirmiş ve bu konuda hataya düşmüştür.

Kitaplarından son dönemde yazdığı kitaplarının okunmasını tavsiye ederim.

Herbir âlimin hata yönleri vardır. Şüphesiz onunda hataları ve yanlışları olmuştur. Ancak hatalarını iyilik denizine batırırsak neredeyse görünmezler. Özellikle Suud destekli Selefi geçinen bazı âlimler onu çok aşırı eleştirmiş ve kitaplarından sakındırmıştır. Sebebi ise Hakimiyet, Tağut, Vela ve Bera, Cihad, Tevhid ve cahiliyeyi tanıtma konularını çok iyi işlemiş, zalimlerin ve mücrimlerin yollarını güzel anlatmıştır. Suud’un tağutlarını açığa çıkarması sebebiyle kitapları sakıncalı addedilmiştir.

Rabbim cümlemizin hatalarını ve onunda hatalarını bağışlasın, şehadetini kabul buyursun.

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Mekke’de iken Kudüse yönelir namazını öyle kılardı. Ancak Müslümanlarla yönelirken Kabe’yi önlerinde tutar o şekilde Kudüse yani Mescidi Aksa’ya doğru kılarlardı. Medine’ye hicret ettikten sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kıblenin Kabe’ye yöneltilmesini çok arzuluyordu. Hicretin ikinci senesinde Kabe’ye kıblenin çevrilme emri geldi. O günden sonra kıble değişti. Allah’u Teâlâ A’la ve A’lem.

Allah’a hamd ve Rasûlü Muhammed’e salât ve selam olsun. Davamızın sonu âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.

8 Ağu, 2017 Musa Ebu Cafer
Etiketler: Tefsir, Kuran, Fizilal'il Kur'an, Seyyid Kutup, Şerh, Ayet